Şiir

Muştulayın Âşıklara

Muştulayın Âşıklara

Muştulayın Âşıklara Şiiri

Muştulayın âşıklara, bu aşk ulu devlet olur,
Aşk kime kim değdi ise, cânında bil işret olur.

Her sevdiği terkin ura, kayıkmaya değme yana,
Her dem onun seyran gehi, hem zât u hem sıfat olur.

Seyri içinde çâpük-bâz, fikri daim nâz u niyâz,
Çün saâdet oldu hem-râz, hezâran münâcât olur.

Müşâhede kapar onu, hem bi karar olur canı,
Her dem davasız manî, bu dert ile rahat olur.

O bî nişandır canandan, ne diyem dilimiz ondan,
O bir âlim-i deyyân zât, her zât içinde zât olur.

Buhl u tamah sığmaz ona, izzette kaldı bir yana,
Yol bulamaz hırs u hevâ, kimde ki bu devlet olur.

O işlere eli eren, Hak aşkına gönül veren,
Dostunu göze göz gören, cümle varlıktan mât olur.

Kim idi ise o nüzûl, ona gelir cümle usûl,
Taziyete varır ise, o ölüye rahmet olur.

Yunus erdir nihâyetsiz, aşk ondan dahî gayetsiz,
Ne gayet var ne nihâyet, kamusu bir hazret olur.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

muştu: sevindirici, mutluluk verici haber.
ulu: erdemleri yönünden çok büyük, ulaşılamayacak denli yüce. yararlı işler yapmış, büyük kimse.
işret: içki içme.
terkin vurmak: vazgeçmek, bırakmak.
ura: ilmek yapmak.
kayıkmak: öfkelenmek. temayül göstermek, inhiraf etmek, sapmak, yüz çevirmek.
seyran: bakıp seyretme, gezme, gezinme.
gehî: bâzen, arasıra.
niyaz: Allah’a yalvarıp yakarma, dua etme.
hem-râz: sırdaş. birinin sırlarını bilen, onun sırlarına ortak olan, o sırları saklayan, güvenilir kimse.
hezâran: binler. binlerce. pek çok. bülbüller.
münacat: Allah’ayakarma, yakarış.
müşahade: görme, gözlem.
bi-karar (bikarar): kararsız, tereddütlü.
manî: mana.
bi-nişan: nişansız, adsız.
deyyan: idare etme, yönetme.
Deyyân: Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). kıyâmet günü, herkesin hesabını ve hakkını en iyi bilen ve veren.
buhl: cimri. servet edinme tutkusuyla karşılıksız harcama ve hayır yapmaktan kaçınma eğilimi.
tamah: gözü doymama, açgözlülük, mal edinme tutkusu. açgözlülük etmek, açgözlü davranmak.
izzet: büyüklük, yücelik, ululuk; kuvvet, kudret, hürmet, saygı, ziyadelik ve üstünlük.
heva: arzu, meyil, heves.
nüzûl: aşağı inme. konağa inme, konaklama.
usûl: delil, kaide. asıllar, kökler, temeller. bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol.
taziyet: taziye. başsağlığı dileme.
nihayetsiz: sonsuz.
nihayet: son.
kamu: hep, bütün, halk hizmeti gören devlet organlarının tümü.
hazret: sayın, saygıdeğer; saygı, hürmet maksadıyla büyüklere verilen ünvan.


Muştulayın Âşıklara Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz