Şiir

Koyup Nakş u Nigârı

Koyup Nakş u Nigârı

Koyup Nakş u Nigârı Şiiri

Koyup nakş u nigârı nakşa yol verme zinhâr,
Nakş ile yola giren âkıbet dünyâ sever.

Dünyâyı bırak elden, dünyâ geçmez bu yoldan,
İki aşk bir gönülden, asla geçmez bu haber.

Ya sevgil dünyâ tutgil, ya sevgil yol iletgil,
İki dava bir mana, bu yolda sığmaz derler.

Geç mahluk tâatından, göz ırma dost katından,
Aldanma fâni nakşa, fâni nakşı n’iderler.

Kalma bu değme renge, yüz bin yıllık fersenge,
İki cihan bir adım, şaşırmadan adarlar.

Bu devrandan ötegör, kervan gitti yetegör,
Korku var sağda solda, kayıkmadan giderler.

Yaban yolun gözetme, yol evde taşra gitme,
Can yolu can evinde, can râzını can duyar.

Can râzını can bile, cân vermez râzın dile,
Gerçek âşık dost ile, yelen yabanda söyler.

Evvel kademden beri, gerçek yönü ileri,
Geldi gider içeri, Yunus taşra bî haber.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

nakş: nakış, bezek. işleme. bir şeyi çeşitli renklerle boyamak. resim. tezyin etmek. bedene batmış dikeni çıkarmak. bir şeyin esasını araştırmak. yaymak. suda ıslanmış hurma. ipekle, sırma ile işleme.
nigâr: resim, sevgili.
âkıbet: son, sonuç. eninde sonunda, en sonunda, sonunda.
mahluk: yaratık.
taat: ibadet etmek. meşrû emir ve isteklere uyma. baş eğmek, emredileni yerine getirmek, söz dinlemek.
fâni: bir gün ölecek olan, gelip geçici, bir gün sona erecek olan, kalıcı olmayan, kalımsız, ölümlü.
ferseng: fersah. uzunluk ölçüsü birimi.
cihan: dünya. evren.
devran: çağ, zaman, dünya.
kayıkmak: öfkelenmek. temayül göstermek, inhiraf etmek, sapmak, yüz çevirmek.
yaban: yerleşim bölgeleri dışı, insan bulunmayan ıssız yer. böyle yerlerde yaşayan ya da yetişen canlıları belirtmek için ad tamlamalarında tamlayan olarak kullanılır ya da bileşik ad kurar.
taşra: bir ülkenin başkenti ya da anakentleri dışındaki yerlerin tümü.
raz: gizli sır, saklı şey.
kadem: ayak. adım. metrenin üçte biri kadar olan uzunluk. Oniki parmak uzunluğu, yarım arşın.


Koyup Nakş u Nigârı Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz