Şiir

Yavlak Acib Geldi Bana

Yavlak Acib Geldi Bana

Yavlak Acib Geldi Bana Şiiri

Yavlak acib geldi bana,
Dünya içinde işbu hâl.
Gece konuk olan kişi,
Gene sabah göçer filhâl.

Eğer gerçek konuk isen,
Aç gözün uyanık isen.
Sen bu söze tanık isen,
Geri kalır mülk ile mal.

Malını birileri yer,
Sen orda hesabını ver.
Senindir o bir adım yer,
Gör nice vurulur kal.

Kendin görürken ye, yedir,
Yoktur diye etme özür.
Bu dünyâda hâsıl nedir?
Hay ile pazarı ver, al.

Ben diyeyim sözün hakkın,
İşit unutma key sakın.
Uş kıyâmet geldi yakın,
Gönlünden geçmesin hayal.

Orda İsrafil sur vura,
Ölenler yerinden dura.
Geçe devran-ı rüzigâr,
Böyle yazmış Celle-Celâl.

Sultan ve kullar bir ola,
Orda katı haller ola.
Dahi ayrıksı sır ola,
Korkulu iş orda muhâl.

Burda korkmaz isen Yunus,
Orda korkuturlar seni.
Eğer dirliğin hak ise,
Sıratı geçesin sehel.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

yavlak: kötü, fena, değersiz, yavuz, düşkün, her şeyin kötüsü, çok, çok fazla.
acib: şaşılan ve hayret uyandıran şey. benzeri görülmeyen. garib. taaccüb olunan şey.
filhal: o anda, hemen şimdi.
mülk: ev, dükkân, arsa, arazi gibi taşınmaz mal. vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer ya da yapı.
kal: söz, ifade.
hasıl: ortaya çıkmak, türemek.
uş: şimdi, işte, gibi.
devran: çağ, zaman, dünya.
ayrıksı: başka, başka türlü, ayrı, apayrı, farklı. benzerlerinden ayrı olan, genel kuraldan ayrılan, ayral, kuraldışı. kimseye benzemeyen, alışılagelmiş töre ve davranışlara uymayan, kimseye benzemeyişinden dolayı anlaşılmaz bulunan, yabansı ve uygunsuz görülen bambaşka, apayrı, acayip (kimse).
muhâl: imkan dahilinde olmayan, halli mümkün olmayan; olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız.
sırat: cehennem üzerine kurulacak köprü anlamında bir terim.


Yavlak Acib Geldi Bana Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz