Şiir

Müslümanlar Zamâne Yatlı Oldu

Müslümanlar Zamâne Yatlı Oldu Şiiri

Müslümanlar zamâne yatlı oldu,
Helâl yenmez, haram kıymetli oldu.

Okuyan Kur’ân’a kulak tutulmaz,
Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.

Harâm ile hamir tuttu cihânı,
Fesâd işler eden hürmetli oldu.

Kime kim Mevlâ’dan haber verirsen,
Kakır bâşın salar huccetli oldu.

Şagird üstâd ile arbede kılar,
Oğul ata ile izzetli oldu.

Fakirler miskinlikten çekti elin,
Gönüller yıkıban heybetli oldu.

Peygamber yerine geçen hocalar,
Bu halkın başına zahmetli oldu.

Tutulmaz oldu Peygamber hadîsi,
Halâyık cümle halktan utlu oldu.

Yunus, gel âşık isen tövbe et,
Nasûh’a tövbe ucu kutlu oldu.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

yatlı: yaramaz, kötü, aşağılık (kişi).
semirmek: (canlı hayvanlar için) et ve yağ bağlamak, besili, etli yağlı bir duruma gelmek.
hamir: eşekler. hımarlar. eyer yapmada kullanılan tüysüz beyaz deri. hamur, maya.
cihan: dünya. evren.
fesad: tabiî halden çıkma, bozulma, bozukluk. kargaşalık, karışıklık, fenâlık, kötülük, bozgunculuk, fitne. her şeyi kötü tarafından alan, kötüye yoran, karıştırıcı.
hürmetli: saygın, saygıdeğer, saygılı.
kakımak: sert sözler söylemek, paylamak, kızmak, öfkelenmek.
hüccet: delil, burhan, senet.
şagird: talebe, öğrenci. çırak.
üstad: ilim veya sanatta üstün olan kimse. usta, sanatkâr. muallim, bilgide veya sanatta veya amelde meharetli zât.
arbede: gürültülü kavga, gürültü patırtı. huysuzluk, geçimsizlik, kavga.
izzet: büyüklük, yücelik, ululuk; kuvvet, kudret, hürmet, saygı, ziyadelik ve üstünlük.
miskin: çok uyuşuk olan; hiç veya yeteri kadar malı olmayan kimse, zelil, zayıf. Tasavvuf. Kulun, gerçek zenginin Cenâb-ı Hak olduğunu ve kendisinin O’na karşı mutlak bir ihtiyaç içinde bulunduğunu bilmesi durumu.
heybet: korku ve saygı uyandıran görünüş. (yapı olarak) ululuk, büyüklük, görkem.
halayık: kadın köle, cariye.
utlu: İffetli.


Müslümanlar Zamâne Yatlı Oldu Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı
https://www.facebook.com/BizimYunus/posts/1340230786134895

Yorum Yaz