Destân-ı Kanâat Şiiri
Eğer dinler isen haber vereyin
Akıl câsûsu nedir göstereyin.
Kanâat geld’ oturdu tahtı aldı
Harâmîler heman yollarda kaldı.
Dururlar dağ başında yol ururlar
Komazlar yolcuyu yolda dururlar.
Akıl der câsusa yort imdi gerü
Kanâata haber benden değirü.
De otursun ki tâc ü taht anundur
İlâhî devlet île baht onundur.
Nice dura harâmî dağ başında
Girer bir gün ele yol savaşında.
Geberdirler ana bulurlar âni
Ana ûyan imansız vîde câni.
Özünden gayrı kimseyi beğenmez
Yüce yerde durur âşâğa inmez.
Nice tahta binenler yîde düştü
Nice benim diyene sînek üştü.
Sana uğratma kibrin endisesin
Uyarsan kibre iraga düşesin
Irak düşenlerin imam yoktur
Ki zira süretinde cám yoktur
Gerek canh kişi cânın sakına
Ki taksir etmeye kendi hakina
Tekebbür eyleme kim sevrikesin
Sevrikmişler yoluna birikesin
Kapu gözet kapu ko dip gözetme
Ki devlet kapudâdir koma gitme
Dilersen devleti kapuda durgil
Umarsan hil’ati tapuda durgil
Beğenme gel seni ayrık düşesin
Kalup dermande ucb ile kalasın
Tekebbür sözü her nereye vára
İşîden la’net okur ol habere
(B. 100)
Sakıngıl olmagıl kibr île yoldaş
Kibir kandayısa ânimla savaş
Kogil kibri vefâ sâna ne kila
Vay ol gün kim suret nakşı yıkıla
Suret yıkılmadan kibri yikagor
Bu düşvarlık makaamından çıkar.
Dene kibr ıssını hiç rahatı yok
Nereye vârırısa zahmeti çok.
Hak’a giden yolu gönlü içinde
Göremez ol am yaddır ilinde
Unat gör Hak yolu gönlünde strdir
Bu cümle håslar gönülde birdir
Şular kim ol gönülden daşra kala
Nasibin aldim ayrık ne âla
Gönül eri bilir gönül haberin
Kamu gönüllerin içinde vârın
Dirigaa cümle ömrün hayfa vardı
Tekebbürlük seni yoldan ayırdı
Tekebbür nedir ona uyasın sen
Ümidin yok mu Hakk’ı duyasın sen
Hemişe bâkıban seni görürsün
Görüp kend’ özünü magrûr olursun
Nice durmak bu hâm endişelerde
Ölürsün tövbesiz bû bîşelerde
Tekebbür kişinin faidesi yok
Komazsa kibri düşman olisar çok
Hüner gözle hüner ere eresin
Er île vârasın dostu göresin
Tekebbür kişiler ere eremez
Özünün düşmenîdürür göremez
Çü sensin düşmenin dostun kim ola
Ki yâvuz hûdurur sânâ havâle.
Nerede sığınâsın sen bu huyla
Gönülde dirliğinden ne yuyula
Niçe bu dirliğe yoldaş olâsın
Niçe gelip ilerü baş olasın
Bu hål ile kılınç yok hiç arâda
Aceb sana kılıncın kim yarada
Gerek sen bilesin düşmen kim îse
Senin devletine pişman kim îse
Uyânılık değil yolda gafıllık
Uzatmá ko sağıncı bunca yıllık
Dirigaa kibr işin yavlak gözettin
Gönüllerden senî sen daşra attın
Gerî git etmedin gönül bazârın
Can île dinlemedin dost haberin.
Niçe bir nîce bir dünyâ eşinde
Ki bir dem olmadın dünyâ işinde.
Koya dünyâyı kovma yetemezsin
Ecel bağlâdı yolu ütemezsin.
Bu beş günlük ömrü bû harca yetmez
Sağır mı kulağın niçün işitmez.
Kibir geldi seni bûlattı gitti
Ecel âti seğirdir geldi yetti.
Dirigaa sen seni hiç bîlemedin
Nasıl kulsun ki kulluk kılamadın.
Eger sen kul isen pes kan bakin
Niye bir nicelye) sen dilen
Ne ussun var ne had bella delin
Ne bunda divi ne inde olin
Bu hal e kalursan biçaresin
İçin şirk ile dolmuş şür u serin
Gümanın yogimissa inanaydm
Bu gaflet uykusundan uyanaydm
Nice kibrû heva uşăda seni
Ölüm evreni bir gün yüda seni
Hevâ-yı kibr ile ne bâşarâsın
Ecel eli uzun kanda varâsın
Takaazâsı zamanın bir gün îre
Ecel hirmenlerini yele vîre
Yetişmeden sana va’de gözün aç
Hevâ vũ kibr yolundan beri kaç
Beş on gün ömr içün girü kayıkma
Bu fânî dünyanın nakşına bakma
Senin bîgi bini aldadı dünye
Inanmaz göre kimi tuttu binye
Key çâpük oynagil ütulmayasın
Hevâya kibre sen tutulmayâsın
Kati tuttun ko kibri elden öndin
İşitmedin tevâzu’ ne didüğin.
Tekebbürler yeri Siccin içinde
Anunçün k’olmadılar din içinde
Ki din türanların Siccin nesidir
Ye kibe û kin olicak din nesidir
İnanmazsan banâ hâlin göresin
Çü ömrü kibr ile yele veresin
Yürü imdi meded iste akıldan
Esir olmuş kişisin niçe yıldan
Akil adl ıssı bir ulu kişidir
Meded etmek sana anın işidir
Bu yükten seni ol kurtârisar bil
Saâdet yoldaşın oldu ay u yıl
Gelir akl önüne şermende olmuş
Ki kaygı yaşıyıla gözü dolmuş
Selâm vermekliğe ögin deremez
Oda köze düşüp yolun göremez
Delim geçti zaman derdi yerinde
Geçirdi ömrünü nefs bâzarında
İşit imdi ne der gör akl âna
Ki alçaklık eder derdine devâ
Sözü düketmedi alçaklık erdi
Kibir gördü anı tez gerü döndü
Kılıç tartıp gelir yer alçağından
Kibir gördü anı kaçtı dağından.
Dagu yan kamu gulgule doldu
Kime cennet kime Arasat oldu
Çü alçaklık erişti kibrerine
Bakadur bir kişiyi bin görüne
Tekebbür asıdır işe sataştı
Tutup dağ başıı kışa sataşti
Gör alçaklığı aktı irmak oldu
Aka aka denize varmak oldu
Ne denlü kuvveti olursa pinar
Eremez denize ol yere siner
Akup su alçağa suya katılır
Su suya erdi denize yitilür
Denize değin ırmağ idi âdın
Ko andan ötesin denize daldın
Deniz olanlara cevher muhâl mi?
Sadefler doludürür zer muhâl mi?
Ki her bir rnevede bir kân bulasın
Dûr û yâkut ile mercan bulasın.
Budur sermaye ol bahre dalana
Arı dirlik gerek gevher bulana.
Çü yüz bin çâpûki alçaklık uttu
Mecâlsiz berrü bahri cümle tuttu.
Ger alçak vârasın meydan senindir
Cevâhir sende biter kân senindir.
Aşaklıktır yer ü göğü götüren
Yedi kat yirden âşâğa duran
Aşaklık üzre durur yer ile gök
Öğersen cümleden alçaklığı öğ
Aşak varan kişi devlet iletti
Ana kim yetiser uzâdı gitti
Aşaklık âlemin bûnyadı oldu
Ki her ne var ise ana düzüldü
Kibir aldi eri görünmez oldu
Dahı yüksek yere binemez oldu
Aşaklıkla kanâat hoş yar oldu
Ne ister isen anlarda var oldu
Çü ma’mûr oldu şehr ile vilâyet
Şad oldu dostumuz düşmanımız mat
Akıl dapa casus haber iletti
Gör alçaklığı gerü neler etti
Ne assi eyledi gör ahı kibrî
Diri kalmadi bin arada bîri
İşitti akl anı kati sevindi
Beşâret eyledi tez tahta bindi
Şükür kıldı Hak’a ol devlet ıssı
İrürdi devlete aklı bilisi
Eğer devlet gerekse akla danış
Mürebbisiz ileri varmaya iş.
Bilini gel unut sen uslu isen
Saâdet gösterene hûlu isen
Yunus alçaklığı yavlak beğendin
Kıyâs et sen seni ne kadar indin
Farizadır sana sen seni sakın
Kim ola sencileyin sâna yakın
Has u âm harceye yüz yere bırak
Bunun gayrı haber bu sözden ırak
Hatâdır cümlesini harcı sanma
Sebil ol kamuya bir dem usanma.
Yunus Emre (k.s)
Destân-ı Kanâat Şiiri
Risâlet’ün Nushiyye
Yunus Emre Şiirleri
Yorum Yaz
Bir yorum yazmak için giriş yapmalısınız.