Şiir

Destân-ı Kanâat

Destân-ı Kanâat

Destân-ı Kanâat Şiiri

Eğer dinler isen haber vereyin
Akıl câsûsu nedir göstereyin.

Kanâat geld’ oturdu tahtı aldı
Harâmîler heman yollarda kaldı.

Dururlar dağ başında yol ururlar
Komazlar yolcuyu yolda dururlar.

Akıl der câsusa yort imdi gerü
Kanâata haber benden değirü.

De otursun ki tâc ü taht anundur
İlâhî devlet île baht onundur.

Nice dura harâmî dağ başında
Girer bir gün ele yol savaşında.

Geberdirler ana bulurlar âni
Ana ûyan imansız vîde câni.

Özünden gayrı kimseyi beğenmez
Yüce yerde durur âşâğa inmez.

Nice tahta binenler yîde düştü
Nice benim diyene sînek üştü.

Sana uğratma kibrin endisesin
Uyarsan kibre iraga düşesin

Irak düşenlerin imam yoktur
Ki zira süretinde cám yoktur

Gerek canh kişi cânın sakına
Ki taksir etmeye kendi hakina

Tekebbür eyleme kim sevrikesin
Sevrikmişler yoluna birikesin

Kapu gözet kapu ko dip gözetme
Ki devlet kapudâdir koma gitme

Dilersen devleti kapuda durgil
Umarsan hil’ati tapuda durgil

Beğenme gel seni ayrık düşesin
Kalup dermande ucb ile kalasın

Tekebbür sözü her nereye vára
İşîden la’net okur ol habere

(B. 100)
Sakıngıl olmagıl kibr île yoldaş
Kibir kandayısa ânimla savaş

Kogil kibri vefâ sâna ne kila
Vay ol gün kim suret nakşı yıkıla

Suret yıkılmadan kibri yikagor
Bu düşvarlık makaamından çıkar.

Dene kibr ıssını hiç rahatı yok
Nereye vârırısa zahmeti çok.

Hak’a giden yolu gönlü içinde
Göremez ol am yaddır ilinde

Unat gör Hak yolu gönlünde strdir
Bu cümle håslar gönülde birdir

Şular kim ol gönülden daşra kala
Nasibin aldim ayrık ne âla

Gönül eri bilir gönül haberin
Kamu gönüllerin içinde vârın

Dirigaa cümle ömrün hayfa vardı
Tekebbürlük seni yoldan ayırdı

Tekebbür nedir ona uyasın sen
Ümidin yok mu Hakk’ı duyasın sen

Hemişe bâkıban seni görürsün
Görüp kend’ özünü magrûr olursun

Nice durmak bu hâm endişelerde
Ölürsün tövbesiz bû bîşelerde

Tekebbür kişinin faidesi yok
Komazsa kibri düşman olisar çok

Hüner gözle hüner ere eresin
Er île vârasın dostu göresin

Tekebbür kişiler ere eremez
Özünün düşmenîdürür göremez

Çü sensin düşmenin dostun kim ola
Ki yâvuz hûdurur sânâ havâle.

Nerede sığınâsın sen bu huyla
Gönülde dirliğinden ne yuyula

Niçe bu dirliğe yoldaş olâsın
Niçe gelip ilerü baş olasın

Bu hål ile kılınç yok hiç arâda
Aceb sana kılıncın kim yarada

Gerek sen bilesin düşmen kim îse
Senin devletine pişman kim îse

Uyânılık değil yolda gafıllık
Uzatmá ko sağıncı bunca yıllık

Dirigaa kibr işin yavlak gözettin
Gönüllerden senî sen daşra attın

Gerî git etmedin gönül bazârın
Can île dinlemedin dost haberin.

Niçe bir nîce bir dünyâ eşinde
Ki bir dem olmadın dünyâ işinde.

Koya dünyâyı kovma yetemezsin
Ecel bağlâdı yolu ütemezsin.

Bu beş günlük ömrü bû harca yetmez
Sağır mı kulağın niçün işitmez.

Kibir geldi seni bûlattı gitti
Ecel âti seğirdir geldi yetti.

Dirigaa sen seni hiç bîlemedin
Nasıl kulsun ki kulluk kılamadın.

Eger sen kul isen pes kan bakin
Niye bir nicelye) sen dilen

Ne ussun var ne had bella delin
Ne bunda divi ne inde olin

Bu hal e kalursan biçaresin
İçin şirk ile dolmuş şür u serin

Gümanın yogimissa inanaydm
Bu gaflet uykusundan uyanaydm

Nice kibrû heva uşăda seni
Ölüm evreni bir gün yüda seni

Hevâ-yı kibr ile ne bâşarâsın
Ecel eli uzun kanda varâsın

Takaazâsı zamanın bir gün îre
Ecel hirmenlerini yele vîre

Yetişmeden sana va’de gözün aç
Hevâ vũ kibr yolundan beri kaç

Beş on gün ömr içün girü kayıkma
Bu fânî dünyanın nakşına bakma

Senin bîgi bini aldadı dünye
Inanmaz göre kimi tuttu binye

Key çâpük oynagil ütulmayasın
Hevâya kibre sen tutulmayâsın

Kati tuttun ko kibri elden öndin
İşitmedin tevâzu’ ne didüğin.

Tekebbürler yeri Siccin içinde
Anunçün k’olmadılar din içinde

Ki din türanların Siccin nesidir
Ye kibe û kin olicak din nesidir

İnanmazsan banâ hâlin göresin
Çü ömrü kibr ile yele veresin

Yürü imdi meded iste akıldan
Esir olmuş kişisin niçe yıldan

Akil adl ıssı bir ulu kişidir
Meded etmek sana anın işidir

Bu yükten seni ol kurtârisar bil
Saâdet yoldaşın oldu ay u yıl

Gelir akl önüne şermende olmuş
Ki kaygı yaşıyıla gözü dolmuş

Selâm vermekliğe ögin deremez
Oda köze düşüp yolun göremez

Delim geçti zaman derdi yerinde
Geçirdi ömrünü nefs bâzarında

İşit imdi ne der gör akl âna
Ki alçaklık eder derdine devâ

Sözü düketmedi alçaklık erdi
Kibir gördü anı tez gerü döndü

Kılıç tartıp gelir yer alçağından
Kibir gördü anı kaçtı dağından.

Dagu yan kamu gulgule doldu
Kime cennet kime Arasat oldu

Çü alçaklık erişti kibrerine
Bakadur bir kişiyi bin görüne

Tekebbür asıdır işe sataştı
Tutup dağ başıı kışa sataşti

Gör alçaklığı aktı irmak oldu
Aka aka denize varmak oldu

Ne denlü kuvveti olursa pinar
Eremez denize ol yere siner

Akup su alçağa suya katılır
Su suya erdi denize yitilür

Denize değin ırmağ idi âdın
Ko andan ötesin denize daldın

Deniz olanlara cevher muhâl mi?
Sadefler doludürür zer muhâl mi?

Ki her bir rnevede bir kân bulasın
Dûr û yâkut ile mercan bulasın.

Budur sermaye ol bahre dalana
Arı dirlik gerek gevher bulana.

Çü yüz bin çâpûki alçaklık uttu
Mecâlsiz berrü bahri cümle tuttu.

Ger alçak vârasın meydan senindir
Cevâhir sende biter kân senindir.

Aşaklıktır yer ü göğü götüren
Yedi kat yirden âşâğa duran

Aşaklık üzre durur yer ile gök
Öğersen cümleden alçaklığı öğ

Aşak varan kişi devlet iletti
Ana kim yetiser uzâdı gitti

Aşaklık âlemin bûnyadı oldu
Ki her ne var ise ana düzüldü

Kibir aldi eri görünmez oldu
Dahı yüksek yere binemez oldu

Aşaklıkla kanâat hoş yar oldu
Ne ister isen anlarda var oldu

Çü ma’mûr oldu şehr ile vilâyet
Şad oldu dostumuz düşmanımız mat

Akıl dapa casus haber iletti
Gör alçaklığı gerü neler etti

Ne assi eyledi gör ahı kibrî
Diri kalmadi bin arada bîri

İşitti akl anı kati sevindi
Beşâret eyledi tez tahta bindi

Şükür kıldı Hak’a ol devlet ıssı
İrürdi devlete aklı bilisi

Eğer devlet gerekse akla danış
Mürebbisiz ileri varmaya iş.

Bilini gel unut sen uslu isen
Saâdet gösterene hûlu isen

Yunus alçaklığı yavlak beğendin
Kıyâs et sen seni ne kadar indin

Farizadır sana sen seni sakın
Kim ola sencileyin sâna yakın

Has u âm harceye yüz yere bırak
Bunun gayrı haber bu sözden ırak

Hatâdır cümlesini harcı sanma
Sebil ol kamuya bir dem usanma.

Yunus Emre (k.s)


Destân-ı Kanâat Şiiri
Risâlet’ün Nushiyye
Yunus Emre Şiirleri

Yorum Yaz