Şiir

Lâ Şerik’ten Okursun

Lâ Şerik`ten Okursun

Lâ Şerik’ten Okursun Şiiri

Lâ şerik’ten okursun, sonra şerik katarsın,
Bire iki dimegil, fitne kimden tutarsın?

Çün Kur’ân gökten indi, onu Allah buyurdu,
Ondan haber ver bana, ha kitaptan ötersin.

Okursun tasrif kitap, nice binâ vu i’râb,
Havf u recâ sende yok, öyle ki bir Tatar’sın.

İlm okumaktan gerek kend’özünü bilmektir,
Kendözünü bilmezsen, bir hayvandan betersin.

İlm okumak manîsi ibret almaktır ancak,
Çün ibret almadın sen, görmeden taş atarsın.

On iki bin hadîsi cem’eyledi Mustafâ,
Unuttunuz onu siz, şerh ile söz satarsın.

Kılarsın riyâ namaz, yazığın çok, hayrın az,
Dinle neye varır söz, cehennemden bitersin.

Halka fetvâ verirsin, ne için sen tutmazsın?
İhlâs ile gelirsen bizden nesne tutarsın.

Sen fakıhsin ben fakîr, sana hiç tanımız yok,
İlmin var, amelin yok, günahlara batarsın.

Bu düzülen tertibi ayrıksıdı mı dersin?
Başaramazsın hoca endişeden yitersin.

İşit Yunus sözünden, ibret algıl özünden,
Eğer kabul edersen birkaç dahî katarsın.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

lâ şerik: Onun (Allah’ın) ortağı yoktur.
şerik: ortak.
fitne: Sınama, maddî ve mânevî sıkıntı, üzüntü, belâ ve felâketle imtihan etme.
tasrif: istediği şekilde idare etmek. maslahatta tasarrufa izin vererek mutasarrıf kılmak. bir şeyi bozup değiştirerek türlü şekillere koymak, evirip çevirmek. bir şeyi bir yöne çevirmek, yönlendirmek, istediği şekilde kullanma ve idare etme. çekip çevirme, çekim.
havf u rica: ümit ve korku.
ma’nî: mana.
fetvâ: bir olayın hükmünü açıklayan veya hükmünü koyan, güçlükleri çözen kuvvetli cevap. fakih bir kişinin sorulan fıkhî bir meseleye yazılı veya sözlü olarak verdiği cevap, ortaya koyduğu hüküm.
ihlâs: bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmak. ibadet ve iyilikleri riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak.
fakıh: fıkıh bilgini.
tan etmek: kötülemek, dil uzatmak.
tertib: tanzim etme. Dizme, sıralama, düzene koymak. tedarik edip hazır ve müheyya kılmak. bir şeyi bir yere sabit ve pâyidar kılmak.
ayrıksı: başka, başka türlü, ayrı, apayrı, farklı. benzerlerinden ayrı olan, genel kuraldan ayrılan, ayral, kuraldışı. kimseye benzemeyen, alışılagelmiş töre ve davranışlara uymayan, kimseye benzemeyişinden dolayı anlaşılmaz bulunan, yabansı ve uygunsuz görülen bambaşka, apayrı, acayip (kimse).
ibret: kötü, yanlış davranışlardan sakınmayı sağlayan olgu ya da bu gibi olgulardan, olaylardan alınması gereken ders.


Lâ Şerik’ten Okursun Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz