Şiir

N’oturursun Taş Kapıda

N’oturursun Taş Kapıda

N’oturursun Taş Kapıda Şiiri

N’oturursun taş kapıda?
Gör içeri neler gezer?
Tamah artırır daima,
Saf bağlamış fitne gezer.

Gel şimdi gel kanâata,
Usan tutmaz tez bin ata.
Olmaya ki ecel yete,
Fâsid ola satı pazar.

Sen kanda isen teslim ol,
Kamulardan aşağa dur.
Edeb tâcın başına ur,
Gör müfsid nicesi kızar.

Yaramazdır buhl ü haset,
Kibir mübârizdir gayet.
Kökünü kaz yabana at,
Fâriğ otur ey gam-güzâr.

Kogıl bu dünyâ bâbını,
Öğret dostluk edebini.
Bulursan usta bânını,
Ne varan kaldan zarar.

Kibr ü menîdir subaşı,
Delim kişidir yoldaşı.
Sen olmagıl onun eşi,
Ona uyan yoldan azar.

Var dediğim yerlerde dur,
Hıkd u hasedi oda ur.
İhlâs gelir cümleyi yur,
Yunus yolu yavlak durur.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

tamah: gözü doymama, açgözlülük, mal edinme tutkusu. açgözlülük etmek, açgözlü davranmak.
fitne: Sınama, maddî ve mânevî sıkıntı, üzüntü, belâ ve felâketle imtihan etme. şirk, küfür, müşriklerin müslümanlara uyguladıkları ve şirke döndürmeyi amaçlayan baskılar. sapıklık, sapma, saptırma. düşman saldırısı. şeytanın hile ve tuzağı. nifak.
kanda: nerede, nereye. kanda (kan): (Osmanlıca) bir şeyin menbaı, özde.
kamu: hep, bütün, halk hizmeti gören devlet organlarının tümü.
müfsid: ifsad eden, fenalaştıran. bozan. başlanmış ibadeti bozan. nifak koyan, fesad ilka eden. fesat çıkaran, bozucu.
urmak: vurmak.
buhl: cimri. servet edinme tutkusuyla karşılıksız harcama ve hayır yapmaktan kaçınma eğilimi.
mübâriz: döğüşe, güreşe kalkışan. kuvvetli münâkaşaya girişen.
fariğ: çekilmiş, vazgeçmiş; sıkıntısız, rahat.
gam-güzâr: gam ve kederi def eden, teselli veren.
kogıl: bırak, çek.
bâb: lâyık, uygun. elverişli. fasıl, kısım, konu. kapı.
kal: söz, ifade.
meni: semen, er suyu.
subaşı: Osmanlı döneminde, kapıkulu süvarileri arasından seçilerek savaş zamanı güvenlik işlerine bakmakla, barış zamanı da vergi toplamakla görevlendirilen kimse. çiftlik yöneticisi, çiftlik kâhyası.
hıkd: gizli düşmanlık, öc alma arzusu
haset: kıskanma, kıskançlık, çekememezlik. başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânların kendisine intikal etmesi veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrum kalması yönündeki istek ve niyeti ifade eder.
yuymak: yıkamak.


N’oturursun Taş Kapıda Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz