Şiir

Severim Ben Seni Candan İçeri

Severim Ben Seni Candan İçeri Şiiri

Severim ben seni candan içeri,
Yolum vardır bu erkandan içeri.

Beni bende demem, bende değilim,
Bir ben vardır bende, benden içeri.

Nereye bakar isem dopdolusun,
Seni kanda koyam benden içeri!

O bir dilberdürür yoktur nişanı,
Nişan olur mu nişandan içeri.

Beni benden sorman, bende değilim,
Sûretim boş yürür dondan içeri.

Beni benden alana ermez elim,
Kadem kim basa sultandan içeri.

Tecelliden nasib erdi kimine,
Kiminin maksudu bundan içeri.

Kime didar gönünden şule değse,
Onun şulesi var günden içeri.

Senin aşkın beni benden alıptır,
Ne şirin dert bu dermandan içeri.

Şeriat, tarikat yoldur varana,
Hakikat, marifet, andan içeri.

Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman’dan içeri.

Unuttum, din diyanet kaldı benden.
Bu ne mezhepdürür dinden içeri.

Dinin terkedenin küfürdür işi,
Bu ne küfürdür imandan içeri.

Geçer iken Yunus şeş oldu dosta,
Ki kaldı kapıda andan içeri.

Yunus Emre (k.s)


Lügat:

erkân: bir topluluğun önde gelenleri, söz sahipleri, büyükler, üstler.
kanda: nerede, nereye. kanda (kan): (Osmanlıca) bir şeyin menbaı, özde.
nişân: iz, belirti.
suret: biçim, görünüş. yazı ya da resim kopyası.
don: elbise, kıyafet.
kadem: ayak. adım. metrenin üçte biri kadar olan uzunluk. Oniki parmak uzunluğu, yarım arşın.
tecelli: kader. Allah’ın (c.c) lütfuna uğrama. ilâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi.
nasip: Allah’ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı anlamında bir terim. Allah’ın bir kimseye tâyin ve kısmet ettiği şey, tâlih, baht, bir kimsenin payına düşen şey, hisse.
maksud: istenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan, kasdedilen; varılmak istenen yer. kasdedilmiş. istenilen şey. istek. arzu. gâye.
didar: yüz, çehre; mülâkat, görüş, görünme, görüş kuvveti, göz, açık, meydanda, göz, görme, görünme, görüşme, buluşma, yüz. Cenâb-ı Hakk’ın müminlere vâdettiği görünüşü, tecellîsi.
şule: alaz, alev, yalım, ışık, parıltı.
derman: bir şeyi yapabilme gücü. bir hastalığı iyileştiren şey.
şeriât: din. doğru yol. Allah’ın emri. âyet, hadîs ve icmâ-i ümmet esaslarına dayanan din kaideleri.
tarikat: yollar anlamına gelir, “Allah’a ulaştıran yol” mânâsında kullanılmaktadır.
hakikât: zahirin ardındaki örtülü ve gizli mana, dinî hayatın en yüksek seviyede yaşanarak ilâhî sırlara aşina olunmasıdır.
marifet: Allah ve O’nun sıfatları, fiilleri, isimleri ve tecellileri hakkında mânevî tecrübeyle doğrudan elde edilen bilgi anlamında bir tasavvuf terimi.
diyanet: din kuralları ve bunlara tam uyma, bağlı olma durumu.
mezhep: bir dinin, anlayış ve görüş ayrılıkları dolayısıyla ortaya çıkan, belirli kuralları, kendi içinde tutarlı inanç ve davranış bütünlüğü bulunan büyük kollarından her biri. anlayış, görüş, inanç.
şeş: altı sayısı.


Severim Ben Seni Candan İçeri Şiiri
Yunus Emre Şiirleri
Yunus Emre Divânı

Yorum Yaz